I Türkiye solu olarak –hepimizin- belki de en büyük hastalığı kendimizi çok fazla ciddiye almak. Oysa ne tarihsel ne karşılaştırmalı ne de güncel siyasal
Tag: Ahmet Bekmen
Türkiye doksanlara dönmüyor – Ahmet Bekmen
“Türkiye 90’lara mı dönüyor” bugünlerde sıklıkla dile getirilen bir kaygı. Bir iç çatışma sürecinin emarelerinin ortaya çıkmış olması bu kaygıyı körüklüyor. Son bir hafta,
En alttakiler – Ahmet Bekmen
Yaşı yetenler hatırlayacaklardır, 1980’lerin Türkiye’sinde en gürültü koparan kitaplardan birisi de Alman gazeteci Günter Wallraff’ın En Alttakiler isimli çalışmasıydı. Wallraff, Ali Sinirlioğlu ismi altında
Taşeron sistemi bir rejim sorunudur da – Ahmet Bekmen
Yıllardır özelleştirme ve taşeronlaştırma karşısında sosyalistlerin dile getirdikleri tezlerin bu şekilde doğrulanması elbette çok acı. Özelleştirmeyi “ekonomik rasyonalizasyon”, taşeronlaştırmayı “istihdam sağlama” olarak anlayan herkes
Sosyalistlerin Siyasetle imtihanı – Ahmet Bekmen
Türkiye solu Erdoğan için sonun yaklaştığı konusunda neredeyse hemfikir: Küresel kapitalizm, emperyalizm ve Türkiye büyük sermayesi Erdoğan’ın ipini çoktan çekmiş durumda, bu nedenle de
Sosyal demokrasinin solu…!? – Ahmet Bekmen
Türkiye’de “gerçek bir sosyal demokrasinin” olmadığı sıklıkla ifade edilir. Avrupa sosyal demokrasisini idealleştirmesi nedeniyle sorunsuz bir iddia değildir bu: Baykal’ı beğenmeyenler, örneğin, kafalarını İngiltere’ye
“Devlet sırrı” – Ahmet Bekmen
17 Aralık’tan itibaren yaşanan süreç dün –yani 27 Mart itibariyle- farklı bir rotaya girdi. Uluslararası ve ulusal güç savaşının birbiri içerisine geçtiği bir sürecin
Önümüzdeki döneme dair bir hat önerisi – Ahmet Bekmen
İçinden geçmekte olduğumuz devlet-siyaset krizi, önümüzdeki üç seçim sonucunda ortaya çıkacak tablo bağlamında çözülecek. Çok değil, bundan on yıl sonra yazılacak olan “Modern Türkiye
“Hükümet İstifa”nın ötesine geçmek – Ahmet Bekmen
Çok uzun sözlerden ziyade, sadeliğe ve netliğe ihtiyacımız var: 1- İktidar bloğunun ve egemen güçlerin durumu şöyle özetleyebiliriz: a- Hükümet krizi: Daha doğrusu hükümet
Neoliberal otoriterizmin kurumsal aşamasına geçiş ya da “aşk bir dengesizlik işi…” – Ahmet Bekmen
Türkiye’nin son bir haftasına damgasını vuran olaylar dönüşü olmayan bir yola girildiğini gayet açık bir şekilde ortaya koydu. Gözümüzün önünde akıp gidenin “ne olmadığı”